Kuşadası’nda faaliyet gösteren Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği’nin doğa gezileri kapsamında bu haftaki durağı yüzyıllardır yabancı gezginlerin, tarihçilerin uğrak yerlerinden biri olan, yıllardır defineciler tarafından kazılan Aydın’ın öksüz kalan antik kenti Amyzon oldu. Amyzon antik kentinde profesyonel turist rehberi Ergül Kocamaz tarafından, kentin tarihçesiyle ilgili bir sunum yapıldı. Tarihi bölgede yaklaşık 6 metre yüksekliğindeki isodomik bloklarla inşa edilen görkemli duvarları, birbirine paralel olarak sıralanan kemerli çatıya sahip ambar olduğu tahmin edilen yer altı odaları incelendi. Doğaseverler 1940’lı yıllarda Amyzon’da bir yabancının kazı yaptığını, yanında yöre köylerinden işçilerin çalıştığını, birçok yazıtlı taşın çıktığını, bakir bir alanda olması nedeniyle sık sık definecilerin uğrak yeri haline geldiğini yöre insanlarından öğrendi. Asırlardır ayakta kalan canlı bir tarih olan Menengiç ağacını hayranlıkla izlediler. Kuşadası’na su sağlamak için inşaatı başlayan barajı dolduracak Sarıçay havzasını izleyerek doğaseverler yürüyüşü sürdürdü.
KİLOSU 700 LİRADAN KÜNAR ALDILARYürüyüşün sonunda ekonomisi büyük ölçüde fıstık çamından elde edilen künara bağlı Kızılcabölük’e gelen doğaseverler, yaklaşık 20-25 metre yükseklikteki ağaçlara tırmanarak, hiçbir güvenlik önlemi olmadan sadece tecrübelerine güvenerek dalların üzerinde bir cambaz çevikliğiyle kozakları yere düşüren yöre insanlarının çalışmalarını izledi. Künar elde etmek için, her türlü tehlikeye göğüs gerdiklerini öğrenen doğaseverler, hem fabrikalarında hem de geleneksel usullerle künarın kozaktan nasıl elde edildiğini izledi. Doğaseverler yerel ekonomiye katkı yapmak için künarlardan satın aldılar. Toplarken hayati riski ve çok zahmetli olması, kozaktan az künar çıkması nedeniyle fiyatı da hayli pahalı olan ve kilosu 700 liraya satılan künarın yetiştiği fıstık çamı ağaçları sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda brokoli görünümleriyle doğanın içinde harika bir peyzaj oluşturması doğaseverleri mest etti.
MADEN OCAĞI TEHDİDİHem yörenin ekonomisine hem de doğal peyzajına zarar verecek tek sorunun maden ocakları olduğunu bölgede yaşayanlar dile getirirken vatandaşların büyük çekinceleri de bölgelerinde maden faaliyetlerinin başlaması olduğu ifade edildi. Etkinliğin sonunda Koçarlı’ya gelen doğaseverlere, 18. yüzyılda yapılan ve Türk barok mimarisinin öncüleri olan Cihanoğlu Kulesi ve camisinde, rehber Ergül Kocamaz tarafından bilgi verildi. Karacasu, Bozdoğan, Yenipazar’dan sonra, Koçarlı’da da yaygın hale gelmeye başlayan meşhur pidelerinden tadan doğaseverler, Koçarlı’nın ünlü tahin helvalarından alarak, Kuşadası’na geri döndü.
