Karacasu denildiğinde akla ilk gelen mesleklerden olan çömlekçilik, ilçenin önemli zanaati konumunda. 750 dereceyi bulan ateşte mesleği yaşatmak adına çalıştıklarını söyleyen çömlekçi Sevim Öztürk, “İşimizi severek yapıyoruz. 25 sene önce kendi çabalarımızla öğrenip bu mesleği icra ettik. Şimdi çocuklarımıza kaldı, onlar ilgileniyor. Kolay bir meslek değil. Başlangıcından bitimine kadar tam bir işçilik istiyor. İstek üzerine hazırladığımız çömleklerimizde oluyor. Diğer ilçelere de götürüyoruz. Salgın döneminde düğünler de ertelendiği için işlerimiz durma noktasına geldi. Yeni yeni başlangıcını yaptık." ifadelerini kullandı.En çok talebin gelin testilerine olduğunu dile getiren Sevim Öztürk, “Düğün sezonu başladığından beri en çok gelin testisi sattık. Özel işlemelerle süslediğimiz için sıklıkla tercih edilen ürünümüz gelin testileri. Şuan içerisinde olduğumuz süreçten dolayı satışlarımız çok azaldı ama üretime devam ediyoruz. Bazı müşterilerden özel istekler geliyor. Bizde hazırlayıp gönderiyoruz. Diğer ilçelere de götürüyoruz. Denizli, Isparta, Aydın buralara da hizmetlerimiz var. Bizzat eşim iletiyor. Bizim tek işimiz, geçim kaynağımız bu. Çocuklarım işi öğrenmek isteyen herkese kurslar veriyor. Mesleğin yok olup, unutulmasını istemiyoruz. Zanaat ülkemizde giderek azalıyor. Çömlekçilik mesleğini ilerleten nadir ilçelerden bir tanesi Karacasu'dur. Biz elimizden geldiği kadar mesleğimizi yaşatmaya ve ilçemizi bu doğrultuda tanıtmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.Çömlekçilik mesleğinin göründüğü kadar kolay olmadığına değinen Öztürk, “Özellikle yaz aylarında çok zorlanıyoruz. Şekil vermek kadar fırınlamakta usta işi marifet. Fırınlarımız 500 hatta bine kadar ürün alabiliyor. 7 saat boyunca fırınlar sürekli yanıyor. 700 derece olunca da çömleklerimizi hazırlamaya başlıyoruz. Özellikle sıcak havalarda 2 metre yüksekliğindeki fırınlarda çömlek pişirmek bizleri hayli zorluyor ama mesleğimizi severek yapıyoruz. Uzun yıllar da yaşatacağız." Dedi.
